Bildiri Detay

Çimento Sektöründe Türkiye’nin Sürdürülebilirlik ve Gelecek Perspektifleri

Yazarlar:
Nazım Çağatay Demiral, Cenk Karakurt
Özet:
Küresel ölçekte hızla artan kentleşme ve sanayileşme, doğal kaynakların tükenmesine ve çevresel bozulmalara yol açarak insanlığın karşısına sürdürülebilirlik kavramını bir zorunluluk olarak çıkarmıştır. İnşaat sektörü, dünya genelinde enerji tüketimi ve karbon emisyonları açısından en büyük paya sahip sektörlerden biri olarak bu süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Çimento üretimi, inşaat sektörünün temel taşlarından biri olup hem enerji tüketimi hem de çevre üzerindeki olumsuz etkileri ile dikkat çekmektedir. Günümüz dünyasında, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda çimento endüstrisinin çevresel etkilerinin azaltılması hem ulusal hem de uluslararası ölçekte stratejik bir öncelik haline gelmiştir. Türkiye, 2022 yılında 73,7 milyon ton çimento üretimiyle G-20 ülkeleri arasında dördüncü sırada yer alarak çimento üretiminde önemli bir aktör olduğunu göstermiştir. Bu üretim seviyesi, Türkiye'yi Almanya, Meksika ve Rusya gibi ülkelerin önüne geçirse de dünya genelinde hâlâ Çin (2.118 milyon ton), Hindistan (387,6 milyon ton) ve ABD (93 milyon ton) gibi büyük üreticilerin gerisinde bırakmaktadır. Türkiye’de çimento sektörü, ülkenin karbon emisyonları üzerinde önemli bir paya sahiptir ve özellikle Paris Anlaşması çerçevesinde verilen %21'lik emisyon azaltımı taahhüdü, sektöre büyük sorumluluklar yüklemektedir. TÜİK verilerine göre 2021 yılında Türkiye’nin CO2 eşdeğeri sera gazı emisyonu 564,4 milyon tona ulaşmıştır. Halihazırda, Türkiye’deki çimento fabrikaları, ağırlıkça %5’in üzerinde mineral katkı içeren çeşitli katkılı Portland çimentoları üretmektedir. Ülkemizde, tekli veya çoklu kombinasyonlar kullanılarak uçucu kül, yüksek fırın cürufu, silis dumanı, pişmiş şist ve kalker gibi mineral katkılarla özel çimento türleri geliştirilmekte ve bu ürünler, sektörde hem çevresel hem de teknik gereklilikleri karşılamak için önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin çimento sektöründe sürdürülebilirlik perspektiflerini ele alarak hem çevresel hem de ekonomik açıdan uygulanabilir çözümler önermektir. Çalışma, özellikle karbon emisyonlarının azaltılması ve çevresel etkilerin minimize edilmesi üzerine odaklanmaktadır. Türkiye’nin yeşil mutabakat hedefleri doğrultusunda, çimento sektöründe düşük karbon emisyonlu üretim tekniklerinin uygulanması ve çevresel sürdürülebilirlik için stratejik adımların atılması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu doğrultuda, ulusal ve uluslararası literatür taraması yapılarak, Türkiye’nin çimento sektörünün mevcut durumu değerlendirilmiş ve gelecek için öneriler sunulmuştur.